Bu soğuk değil, sıcak.
- This is hot, not cold.
Onun elleri buz kadar soğuktu.
- Her hands were as cold as ice.
Çok üşümüş hissetmiyorum.
- I don't feel too cold.
Onlar gerçekten üşümüştü.
- They were really cold.
Sonunda nezlesi geçti.
- She has finally recovered from her cold.
Lütfen nezle olmayın!
- Please don't be cold!
Tom üşümekten hoşlanmıyor.
- Tom doesn't like to be cold.
O, soğuk algınlığına kolayca yakalanır.
- She catches colds easily.
Soğuk algınlığını atlatmalısın.
- You should recover from your cold.
Hava daha da soğumuş gibi görünüyor.
- It seems to have gotten colder.
Tom üşümediğini söyledi.
- Tom said he didn't feel cold.
Üşümediğine emin misin?
- Are you sure you're not cold?